Kategori

Basında Biz

Kategori

Pembe Hanım Kanserli Hastalar ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği’nin, Boehringer Ingelheim ve Anadolu Sağlık Merkezi’nin destekleri ile hayata geçirdiği “Katıl Hayata” sergisi, 25 kanser hastasının yaşama nasıl tutunduğunu sanatsal bir bakışla gözler önüne seriyor. Tüm dünyada 1 – 7 Nisan tarihlerinde kutlanan Kanser Haftası kapsamında Anadolu Sağlık Merkezi’nde kapılarını açan sergi, Nisan ayı boyunca ziyaret edilebilecek.

Kanser hastalarına ve ailelerine moral vermek ve hastaların ihtiyacı olan doğru bilgi desteğini sağlamak amacıyla kurulan Pembe Hanım Kanserli Hastalar ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği, 1 – 7 Nisan Kanser Haftası’nda yine dikkat çekici bir projeye imza atıyor. Boehringer Ingelheim ve Anadolu Sağlık Merkezi’nin destekleri ile hayata geçirilen “Katıl Hayata” isimli sergiyi ziyarete açan Pembe Hanım Derneği, sergi ile 25 kanser hastasının hayata olan bağlılığını ve yaşama sevincini fotoğraflara yansıtıyor.

Her Fotoğraf Bir Roman

Anadolu Sağlık Merkezi’nde açılan sergide yer alan fotoğrafların albüm haline getirildiğini söyleyen Pembe Hanım Kanserli Hastalar ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği Başkanı Nevval Sevindi, “Bu proje ile kanser hastalarının tedavi süreçlerini, maddi ve manevi savaşlarına rağmen nasıl hayata tutunduklarını, hayata katıldıklarını göstermek istedik. Hastalarımızın umudunu taze ve yaşama sevincini anlatmak istedik” dedi.

Kübra Sakman’ın fotoğrafladığı hastaların ilginç yaşam öykülerinin de Aydın Üniversitesi İletişim Bölümü Öğretim Görevlsi Kayıhan Güven tarafından kaleme alındığını ve serginin bu yönüyle diğer hastalar için kılavuz niteliği taşıdığını söyleyen Sevindi, “Her fotoğraf aslında bir roman. Sergi, hastalara yalnız olmadıklarını, hayata katılarak başkalarına yardımcı olabildiklerini gösterecek” diye konuştu.

Amacımız Farkındalık Oluşturmak

Projeye onkoloji hastalarının ve hasta yakınlarının bakış açısında farklılık oluşturabilmek amacıyla katıldıklarını söyleyen Boehringer Ingelheim Geri Ödeme ve Sağlık Ekonomileri Müdürü Begüm Urgancı, “Hastalık süresince hayattan kopmamanın ve yaşama sevincinin önemini yansıtan bu proje, “Daha Fazla Sağlık” bakış açısıyla çalışan bir ilaç firması olarak bizi çok yüreklendirdi. Umuyoruz ki Pembe Hanım Kanserli Hastalar ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği ile hayata geçirdiğimiz bu sergi sayesinde hastalığa ilişkin farklı bir bakış açısı ve farkındalık getireceğiz” dedi.

Hastalara Umut Olacak

Kanserin tanı ve tedavisinde çağdaş yaklaşımları uygulayan, bu yönüyle de özellikle onkoloji alanında bir referans merkezi olmayı başaran Anadolu Sağlık Merkezi’nin, projeye ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi İdari Hizmetler Direktörü Türkan Özilhan, “Alanında uzman bir hastane olarak, hem Türkiye’den hem de İngiltere ve Amerika dahil 67 farklı ülkeden hastalara hizmet veriyoruz. Bu kapsamda hastanemizde tedavi gören 9 hastamız, fotoğrafları ve yaşam öyküleri ile projede yer aldı” dedi. Serginin Nisan ayı boyunca ziyarete açık olacağını belirten Özilhan, “Bu serginin hem hastanemizde tedavi olan hastalara ve yakınlarına hem de diğer tüm kanser hastalarına umut olmasını diliyoruz” diye konuştu.

Dünyada her yıl 250 bin kadın yumurtalık kanserine yakalanıyor, 140 bini hayatını kaybediyor. Pembe Hanım Derneği de bu duruma dikkat çekerek, kanser riskini azaltmak için kadınlara sağlıklı beslenme çağrısında bulunuyor.

Türkiye’de yumurtalık kanserine dikkat çekmek için çalışmalar yürüten Pembe Hanım Kanserli Hasta ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği, 8 Mayıs Dünya Yumurtalık Kanseri Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Kanser riskinin azaltılmasında sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çeken Pembe Hanım Derneği Başkanı Nevval Sevindi, yumurtalık kanserinin az bilinen bir hastalık olduğunu, bu nedenle toplumsal bilinci artırmaya çalıştıklarını belirtti. Sevindi, “Anneler Günü yaklaşırken, anneleri ve anne olmak isteyen tüm kadınları, bu konuda duyarlı ve bilinçli olmaya davet ediyoruz. Erken tanı çok kritik rol oynuyor. O yüzden bu konuyu kesinlikle ihmal etmemeli, düzenli taramalardan geçmeli, erken tanı konusunda çaba sarf etmeliyiz” dedi.

‘SAĞLIKLI MUTFAK, SAĞLIKLI YAŞAM’
Sevindi, erken teşhis kadar risk azaltıcı önlemlerin de hayati öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Sağlıklı gıda seçimleri ve beslenme alışkanlıkları, hayatımızın tüm evrelerinde önem taşıyor. Kanser gibi hastalıklarda ise çok ciddi ölçüde risk azaltma fonksiyonuna sahip. Yemekleri hazırlama biçiminde yapacağımız basit değişiklikler ve sağlıklı gıda seçimleriyle kanser riskini azaltabiliriz. Ayrıca kalp hastalığı, yüksek tansiyon, obezite ve diyabet riski de önemli ölçüde azalır. Tüm kadınları, bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Pembe Hanım Derneği olarak, ‘Sağlıklı Mutfak, Sağlıklı Yaşamak’ adıyla sağlığa katkısı olan yiyecekler ve beslenme önerilerini içeren bir broşür hazırladık. Kadınlar bu uyarılara dikkate almalı. Broşürlerimizi Çapa Onkoloji dahil hastanelerde dağıtacağız. Hastaların ulaşması kolay olsun diye hastaneleri ziyaret ederek dağıtacağız. En çok sorulan soru; ne yemeliyim? oluyor, broşürlerde bunun cevabını vermeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

YUMURTALIK KANSERİ HAKKINDA
Amerika’da tanı konulan 600 bin yumurtalık kanseri vakasının 8’de birinin sebebinin kilo olduğu tespit edilmiş durumda. American Institude for Cancer Research ve World Cancer Research Foundation tarafından hazırlanan rapora göre yılda 120 bin kanser vakası, sağlıklı kiloda kalındığı zaman önlenebilir. Çalışmalar, önlenebilir faktörlere bağlı kanserlerin oranının % 90-95 olduğunu ve bunların %30-35’inin sağlıklı beslenme ile ilgili olduğunu gösteriyor.

Yumurtalık kanseri tanısı çoğunlukla geç evrelerde konuluyor. Tanıdan sonraki 5 yıllık yaşam süresi beklentisi %44. Devamlı karın ağrısı, karında şişkinlik, çabuk doyma, sık idrara gitme isteği, bel ağrısı, tuvalet alışkanlıklarında değişiklik, sürekli yorgunluk hissi, hassas bağırsak şikayetleri, hastalığın sık görülen belirtileri arasında yer alıyor.

“Biz, ‘Pembe Hanım Kanser Hastaları ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği’ olarak, 10 yıldır bir kanser politikası oluşturulması için çaba harcıyoruz. Bu bakımdan köşenizde 21 Şubat’ta yayınlanan ‘Kanserde ciddi politikaya ihtiyaç var’ başlıklı yazınız bilgilendirme açısından çok yararlıydı.

Avrupa Birliği sağlık politikaları çerçevesinde hasta savunuculuğu yapan bir sivil toplum kuruluşuyuz. Hasta odaklı proje ve etkinliklerle 10. yılımızı doldurduk. Uluslararası tüm güncel kanser bilgi ve çalışmalarına katılarak deneyimimizi ülkemize aktardık. Kanser tüm dünyada artan bir halk sağlığı sorunudur. Gündemi işgal eden koronavirüs de bağışıklık sistemi düşük bünyeye hücum ediyor. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak, beslenme sistemi ve gıda güvenliği ile yakından ilgilidir.

Biz dernek olarak, çocukluk döneminden başlayarak beslenmenin önemine inanıyoruz.

Kanserden korunmanın yollarını öğrenmek, erken dönemde başlar. Bunu topluma anlatmamız şart.

Gerek kamu kurumlarıyla, gerek destekleyecek tüm kurumlarla kamuoyu oluşturmak çok önemli. Çağrımız: “Toplumun sağlığı bireyin sağlığıdır.”

GÜNÜN SÖZÜ

“ALİ Babacan AKP ile ittifak yapıyor olmasın. Aslında Babacan çok konuşuyor, hiçbir şey söylemiyor.”

(Sosyal medyadan)

TÜRK EDEBİYAT VAKFI’NIN ESERLERİ ‘MİLLET KÜTÜPHANESİ’NE BAĞIŞLANDI

ÜYELERİ arasında Celâl Bayar, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Prof. Dr. Muharrem Ergin, Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş, Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu, Prof. Dr. Nevzat Atlığ, Ahmet Aydın Bolak, Ali Naili Erdem, Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu, Prof. Dr. Sabahattin Zaim gibi ülkemizin değerli şahsiyetlerinin yer aldığı Türk Edebiyatı Vakfı, Ahmet Kabaklı’nın girişimiyle 1978 yılında kuruldu.

Vakıf, Türk Edebiyatı Cemiyeti çatısı altında 1972’de Ahmet Kabaklı tarafından çıkarılmaya başlanan ve o günden bugüne kadar 48 yıldır her ay muntazaman yayınlanan Türk Edebiyatı dergisinin desteklenmesi ve edebiyatımızın önemli eserlerinin neşredilmesi için faaliyete geçirildi. Günümüzde adını duyurmuş birçok şair, romancı, fikir ve bilim adamına Türk Edebiyatı dergisi rehberlik etti, onların seslerini duyurdu ve onları geniş kesimlere tanıttı. Vakfın ‘Çarşamba Sohbetleri’ 1978’den beri, 42 yıldır devam ediyor. Önemli yazar, fikir, bilim veya sanat adamı dinleyicileriyle sohbet ediyor. İlk sohbete Celal Bayar konuk oldu; Necip Fazıl, Mehmet Kaplan, Tahsin Banguoğlu, Süleyman Demirel, Rauf Denktaş, Necmettin Erbakan, Deniz Baykal ve Alparslan Türkeş de konuşmacı oldu. Kırgız yazar Cengiz Aymatov da Kabaklı’nın vefatından sonra vakıf başkanlığı görevini üstlenen gazeteci-yazar Servet Kabaklı’nın organize ettiği ‘15. Hazar Şiir Akşamları’nda onur konuğu oldu.

Servet Kabaklı’nın vefatından sonra vakıf başkanlığını üstlenen Serhat Kabaklı ise ünlü bir şair. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sık sık okuduğu ‘Bil Oğlum’ adlı destan şiirin de yazarı olan Serhat Kabaklı döneminde, Türk dünyası edebiyat eserlerinin yayımlanması amacıyla vakıf bünyesinde ‘Turay Yayınları’ kuruldu. TÜRKSOY ve TİKA gibi kurumlarla Türk dünyası sanatçılarına ait 20’den fazla kitap yayınladı. Vakfın, Türk dünyasına yönelik ‘Yaşayan Dede Korkut’ ödülü var. Osmanlıca, tezhip, hat, minyatür ve tiyatro dersleri, halk müziği dersleri veriyor. Ahmet Kabaklı’nın 5. ciltlik Türk Edebiyatı Ansiklopedisi başta olmak üzere Türk Edebiyatı Vakfı Yayınlarından 800’e yakın eser edebiyat dünyasına kazandırıldı.

Bu ayrıntıyı niye verdik? ‘Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’, Türk Edebiyatı Vakfı’nın 800 eserinin ve 47 yıldır aralıksız yayınlanan Türk Edebiyat Dergisi’nin dijital arşivini bağışlanmasını kabul ettiği için… Önümüzdeki aylarda bu konuda bir tören yapılacak.

‘KAÇAK BİNA MI, KAÇAK KAT MI?’

‘İBB’de CHP’nin eli zayıflıyor’ başlıklı dünkü yazımızda sözü edilen Acıbadem TİBAŞ Parkı ile ilgili semt gönüllüleri Twitter’dan bir açıklama yaparak, İmamoğlu’nun sözlerini tepkiyle karşıladılar. Konu, Mahmut Hüdai Vakfı’na Acıbadem Tibaş Parkı’nda, Üsküdar Belediyesi’ne belediye hizmet alanı ve park yapılması şartıyla terk edilen kamusal alan üzerinde yapılan kaçak bina ile ilgili. Mahallelinin 16 yıldır kamusal alanı korumak için nasıl mücadele ettiği anlatılıyor. İmamoğlu’nun kendileriyle konuşmadan açıklama yaptığı savunuluyor. “Tek yönlü bilgilendirme ile konunun anlaşılması mümkün değildir. Eğer anlaşılmış olsaydı konunun sadece ‘kaçak bina değil, kaçak kat’ gibi dar bir alana sıkıştırılabilecek bir konu olmadığı görülürdü” deniliyor. “Hak gaspı ve hukuk ihlali kim tarafından yapılırsa yapılsın karşısında olacağız. Tüm kurum ve belediyeleri hukuka uymaya davet ediyoruz” denilen açıklamanın tümü sosyal medyada okunursa mahallenin neden tepki gösterdiği daha iyi anlaşılıyor.

BİLİYOR MUSUNUZ?

ELEKTRİK Mühendisleri Odası’nın (EMO) sekretaryasını yürüttüğü, birçok meslek odası sendika ve dernek temsilcileri ile aktivistlerin bileşen olarak içerisinde yer aldığı ‘Nükleer Karşıtı Platform Kongresi’nin (NKP) 22 Mart pazar EMO hizmet binasında (İzmir Caddesi, Ihlamur Sokak, No: 10/3 Kızılay-Ankara) yapılacağını…

ÖZGE Günaydın’ın ‘Rhinos Back in Town’ isimli kişisel sergisinin Maslak Masterpiece Hall’de 20 Mart-20 Nisan tarihleri arasında izlenebileceğini…

MESAJ PANOSU

İRAN, Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirmeyi başardı.

Hasan OKTAY

ESAD ile bir şekilde çözüm yoluna gidilmeli.

Örsan ÖYMEN

SURİYEDE halka dayalı bir iktidar yok. Menfaat ilişkileri var.

Dr. İsmail SARI

Pembe Hanım Kanserli Hastalar ve Yakınları Dayanışma Derneği adına özel seyirci etabının da koşulacağı Ford Otosan 32. Kocaeli Rallisi’nde kanser hastaları için gaza basacaklar

KOCAELİ – Ford Otosan sponsorluğunda bu yıl 13.’sü yapılacak 32. Kocaeli Rallisi’nde, Pembe Hanım Kanserli Hastalar ve Yakınları Dayanışma Derneği adına özel seyirci etabı da koşularak kanserde hızlı teşhisin önemine dikkat çekilecek.

İzmit’te bir otelde düzenlenen basın toplantısında konuşan derneğin başkanı Nevval Sevindi, dünyada bir ilki gerçekleştirdiklerini ve ralli sporuyla kanser hastalığını sosyal sorumluluk projesinde bir araya getirdiklerini söyledi.

“Kanserde ilk günden itibaren mücadele azminiz yoksa yarışı kazanamazsınız”

Kanserin ralli sporuyla benzer özellikler taşıdığına işaret eden Sevindi, “Kanserde erken teşhiste hız önemli, ralli hız üzerine kurulu. Mücadele önemli, kanserde ilk günden itibaren mücadele azminiz yoksa yarışı kazanamazsınız” diye konuştu.

Sevindi, 20 yıldır kanserli hastalarla çalışan biri olarak birçok ilki gerçekleştirdiklerini ve ralli organizasyonunun bunlardan biri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Ne yaparsak yapalım kanser artmaya devam edecek, Türkiye’de her yıl 150-200 bin civarında yeni hasta kanser sorununa katılmakta. Bunlar çok ciddi rakamlar ve kanseri tek başınıza geçirmiyorsunuz, ailenizle birlikte geçiriyorsunuz. Aileniz maddi ve manevi çok acı çekiyor. O nedenle kanserle mücadele etmek hepimizin görevi. Başınıza geldiği zaman nasıl başa çıkacağınızı bilmek önemli. Kanserle mücadelede birinci şart bilgi, bilginiz yoksa cesur olmanız mümkün değil. Bu projeyle toplumsal duyarlılığın ve bilincin artacağına inanıyorum.”

Derneğin genel koordinatörü Seda Kansu ise 5 yıldır kanserle mücadele ettiğini ve çok zor bir süreç olduğunu vurguladı. “Kanser hastalığında 5. yıl çok önemli” diyen Kansu, kanser hastalarının 5. yılda sokaktaki insanlarla eşit duruma geldiğini ifade etti.

Kansu, hastalandıktan sonra Nevval Sevindi ile tanıştığını belirterek, “Sevindi, kanserle olan mücadelemde yeni ufuklar açtı ve sosyal sorumluluğun ne demek olduğunu öğretti. Burada olduğumuz gibi 5 yılda Şanlıurfa’ya, Van’a, Muş’a gittik. Kazanılan bir kişi bile çok önemli” dedi.

Dernek adına üçüncü yarışına hazırlanan kadın pilot Serpil Pak da bütçe sıkıntısı nedeniyle yarışmayı bırakmayı düşündükleri bir dönemde Serdar Bostancı’nın teklifiyle projeye dahil olduğunu söyledi.

Pak, 5 ay önce lenf kanserinden teyzesini yitirdiğini bildirerek, “Çok hassas, taşıması çok zor bir konu. Kanser deyince her şey duruyor, elimden geldiğince projeye katkı sağlamaya çalışıyorum” ifadesini kullandı.

Şampiyonluk yarışı

Castrol Ford Team Türkiye adına yarışan Türkiye Ralli Şampiyonası’nda 88 puanla lider durumda bulunan Murat Bostancı ise sporun yanı sıra kanser gibi bir hastalığa karşı dayanışma içinde olunmasının önemli olduğunu vurguladı.

Bostancı, 2014 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın 6. ayağı olan Ford Otosan Kocaeli Rallisi’ni kazanmaları halinde şampiyonluğu garantilemiş olacaklarını anımsatarak, “Dört defa Türkiye Ralli Şampiyonu olmuş Yağız Avcı gibi bir rakibin karşısında ilk mücadelemizde şampiyon olmak çok sevindirici olacak. Çocukluğumdan beri hayalini kurduğum bir hedefe ulaşmak üzereyiz. İnşallah bu yarışta birinci olur ve ilk Türkiye Şampiyonluğu’na ulaşırız” şeklinde konuştu.

Kocaeli Otomobil Sporları Kulübü (KOSDER) adına mücadele eden oyuncu Ümit Erdim de dernek ve sporun sosyal sorumluluk tabanında ilişkilendirilmesinin her zaman başarılı sonuçlar doğurduğunu vurgulayarak, “Üzerime düşen görev neyse yapmaya hazırım. Bu tür organizasyonlara çağırın gelirim, pembe de giyerim ve tahmin edemezsiniz çok yakışıyor” dedi.

Ekipler, Outlet Center Alışveriş Merkezi otoparkından 13.30’da start alacak rallinin ilk gününde, bu yıl revize edilen 3 özel etap ve Büyükşehir Belediyesi Seyirci Özel Etabı’nda yarışacak. Ekipler, yarın ise 10,30 kilometrelik Ford, 18,80 kilometrelik Transit ve 12,20 kilometrelik Otosan özel etaplarını ikişer kez geçerek start aldıkları noktaya finiş için ulaşacaklar.

Kanser hayatın bir gerçeği, hepimizin hem hastalara hem de yakınlarına destek olmak görevi. Nevval Sevindi’nin kurduğu Pembe Hanım Kanser Hastaları ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği bizlere bu olanağı sağlıyor.

Kanser de geçer, yeter ki yok saymayalım…

Gazeteci yazar Nevval Sevindi Türkiye basınının en özel ve başına buyruk isimlerinden biridir. Enerjisi ve heyecanının yanı sıra tam bir proje insanıdır. Bir şeye karar verirse onu kararlıkla uygular.

1998 yılında meme kanserine yakalandığında da yaşama bağlılığı, hastalığıyla baş edişiyle hepimizin takdirini kazandı. Herkesin kanser olduğunu gizlediği bir dönemde televizyon programlarında, yazılarında tüm yaşadıklarını paylaştı, yetinmedi ‘Kanserle Yaşıyorum’ adlı bir kitap yazdı. Kutluğ Ataman’ın ‘Peruk Takan Kadınlar’ projesinde yüzünü gizlemeden yer aldı.

10 yıl sonra annesinin meme kanseri metastaz yaptığı, babasının gırtlak kanserine radyoterapi uygulandığı bir dönemde tekrar kansere yakalandı. Onları üzmemek için haber bile vermeden ardı ardına ameliyat olmaya başladığında kanserli hastalar ve yakınlarıyla bir dayanışma derneği kurma kararı aldı.

Derneğe kendisi gibi bakımlı ve güzel bir kadın olan Rumelili babaannesinin adını verdi. Pembe Hanım Derneği’nin logosunu da güzelliği kadar dayanıklılığıyla ünlü sardunya çiçeği yaptı.

Kızı, damadı, arkadaşları, hastalar, doktorlar da derneğe katıldılar. İlk etkinliklerinde Haliç’te kürek çektiler. Bir çok insan da o dönemde bunun meme kanseri için bir egzersiz olduğunu öğrendi.

Nevval Sevindi’nin bu süreçte en büyük başarısı dayanışma ve moral desteğin yanı sıra hastaların ve hasta yakınlarının bilgiye ulaşmasını sağlamak oldu.

Türkiye’de kemoterapi merkezlerini ziyareti ilk kez Pembe Hanım Derneği başlattı. Şimdi her ay bir merkezi ziyaret ediyor ve su dağıtıp kemoterapi sırasında su içmenin önemini anlatıyorlar.

Zaten kendisi de her zaman vizyonunu “Ülkemizde sağlık politikalarında etkin olabilmek” olarak tanımlıyor. “Türkiye’de kanser araştırmaları yerlerde sürünüyor, keşke kendi genetik kodlarımız araştırılıp ilaç üretilse’ diyor.

RELAY FOR LİFE

Şimdi de Pembe Hanım Kanser Hastaları ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği, 1928’de kurulan “American Cancer Society” (Amerikan Kanser Kurumu) tarafından düzenlenen Relay For Life etkinliğinin Türkiye temsilcisi oldu.

Dünya çapında kanser hastalığına karşı farkındalığı artırmayı ve kanserle mücadele için fon sağlamayı amaçlayan ‘Relay For Life’ etkinliği, 10-11 Ekim 2015 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştiriliyor.

Bu etkinlik bugüne dek 24 ülkede 4 milyondan fazla insana ulaşmış. Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşecek olan etkinlik, hastalığı yenmiş kişileri ve destekçilerden oluşan 5 bin katılımcıyı bir araya getirmeyi hedefliyor.

24 saat kesintisiz sürecek olan etkinlikte kanserle mücadeleyi kazanmış tüm hastalar mücadelelerini kutlarken, kansere yenik düşerek aramızdan ayrılanlar ve hala hastalıkla mücadele eden katılımcılar da çeşitli etkinliklerle anılacak.

Nevval Sevindi ile buluştuğumuzda tanıştığım Pembe Hanım Kanser Hastaları ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği Genel Sekreteri ve Relay For Life Proje Direktörü Seda Kansu da eski bir kanser hastası.

Kansu, Relay For Life Türkiye etkinliği ile toplumun her kesimine kanserle mücadele duyarlılığını taşımayı ve gençlerden başlayarak sağlık gönüllülüğü duyarlılığını bir üst çıtaya çıkarmayı hedefliyoruz” diyor.

Dernek gönüllülüğün yanı sıra etkinlik sponsorlarına da ihtiyaç duyuyor. Acı ama gerçek; nedense bir çok şirket adını kanserle yan yana getirmek istemiyormuş. Oysa sürekli sosyal sorumluluğun önemini vurgulayan büyük şirketlerin hepsinin böyle düşünmeyip en yüksek düzeyde destek vermesi lazım.

Böyle bir etkinliğe kapılarını açtıkları için Türkiye’nin en önemli eğitim kurumlarından biri olan Boğaziçi Üniversitesini de kutlamak gerekir. Şimdi de sıra bizlerde. Genç yaşlı hepimizin bu etkinliğe katılarak maddi manevi destek olması gerekiyor.

Etkinlik ile toplanan bağışların miktarına göre, Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Servisi’ne ait araştırma bölümünün yenilenmesi, orijinal dili İspanyolca olan “Kanser Bitince Başlayan Her Şey” kitabının Türkçeye çevrilerek basılması ve devlet hastanelerinde ev gibi döşenmiş nefes alanları yaratılarak kanserle mücadele eden hasta ve hasta yakınlarının ev ortamına duydukları özlemin giderilmesi için kullanılması planlanıyor.

HAYAT VE UMUT İÇİN YÜRÜYÜŞ

Relay For Life etkinliğine katılmak isteyen tüm destekçiler kendi gönüllü takımlarını oluşturabiliyor. Takımlar en az iki kişi, en fazla 50 kişiden oluşabilecek. Takımların 24 saati birlikte geçirecekleri Relay For Life Türkiye’de, etkinlik alanında yer alan parkurda yürüyüş yapılarak, “hayat ve umut için yürüyorum” mesajı verilecek.

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği etkinlik dahilinde iki gün boyunca etkinlik alanına yakın bir salonda halka açık ve ücretsiz olarak kanser hakkında bilgi ve söyleşi seminerleri de düzenliyor…

Türkiye’de ilk kez akciğer balonunu getirdik. Binlerce insanla buluştu. Okullara ulaşması için derneğimiz Kanserle Savaş Daire Başkanlığına hibe etti.

“Koca Ciğer” Akciğer Kanserini Anlatıyor. Pembe Hanım Kanserli Hasta ve Yakınları Dayanışma Derneği ve Lilly İlaç işbirliğiyle kamuoyunda akciğer kanseri hakkında farkındalığı artırmak amacıyla başlatılan “Koca Ciğer” isimli projenin ilk durağı Bezmialem Vakıf Üniversitesi oldu.

Avrupa Kanser Kongresi tüm hızıyla sürüyor. Dünyadan bir çok bilim adamı, doktor, ilaç firması ve sivil örgütlenmelerin katılımıyla gerçekleşen kongreye Türk medyasından kimse gelmemiş. Sağlık medyası diye bir alanımız yok belli oldu! Bugün programda iki hasta kendi yaşadıklarını anlattı. Biri kolon ve metastaz yapmış, diğeri prostat kanseri. Dünyada kongrelerde hastalar önemli vaka olarak dinleniyor.