Avrupa Kanser Kongresi’nde odak noktası hastalar. Hasta bakış açısı ve vizyonu önemseniyor. Yeni bir örgütlenme modeli ve yapı çalışılıyor. Hastaneler hasta odaklı ve sivil toplum örgütleri olan hasta derneklerine duyarlı hale getiriliyor. Kanser hastasının kriterleri önemseniyor. Hasta hakları değil, kanser hastasının hakları var diye konuşuluyor. Kanser hastasının iyi yaşam kriterleri araştırılmış ve sonuçları paylaştılar. Doktorun kriterleri değil, hastanın kaliteli yaşam kriterleri de göz önünde bulundurulmalıdır tezi savunuluyor.
Kanser hastasının bakım ve kalite kriterlerinin görünür kılınması önemli.Bakım ve tedavide şeffaflık esası getirilmelidir diyen Norveçli araştırmacı çok haklı. Demokrasi oy vermek değil, günlük hayatta başımıza gelenlere devletin gösterdiği tepki ve yardım. Bu şeffaflık sağlanırsa hastaneler de kendilerine çekidüzen vermek zorunda kalıyorlar. Slogan “kıyaslanabilir şeffaflık”! Bunun için topluma,sivil örgütlenmeler güvenilmesi ve ortak çalışılması gerekiyor.
Burada “pozitif” ve “negatif” hastane kavramları kullanıldı. Hastanelerin kendilerini hasta odaklı ve hastaların bakış açısına,ihtiyaçlarına göre geliştirmesi amaçlanıyor. Kanser hastası kriterlerine uyan hastanelere “yeşil nokta” ödülü ve amblemi veriliyor. İtalyan devleti kanser hastasının hakları diye ayrı bir kitapçık basmış.İmrenerek bakıyorum. Yasalarla kanser hastalarına iş imkanı sağlanıyor. Genellikle yarı-zamanlı bu iş sağlama gerekirse tam zamanlı da olabiliyor. Sloganları; “kansere karşı en iyi silah yasadır”.
Hastanın yaşam kalitesi ve palyatif bakım konuşması 250 dinleyiciyi topladı ve bir çoğu kapılarda kaldı. Doktorlarla hastaların bakış açısı ayni mi acaba yaşam kalitesi kriterleri açısından diye sordular. Doktorlar bundan dolayı bir benlik krizine girmedi!
Kongre boyunca iki şey devamlı vurgulandı:Hasta tedavinin bir parçasıdır.Karar vericilikte yeri olduğunu bilmelidir. Diğeri de, ilaçların ve tedavinin bireyselleştirilmesi konusu. Kişiye özel hale getirilmesi. Bu iki konuyu yıllardır Pembe Hanım derneği olarak dile getiriyor ve savunuculuğunu yapıyorum. 24 Ekim’de yapacağımız “Hastayım Haklarım Var” çalıştayımız da bunu geniş bir şekilde işleyeceğiz.